A, C vitaminlerini yüksek oranlarda barındıran kivinin içerisinde bir de E vitamini bulunuyor. Öyle ki özellikle "vitamin deposu" şeklinde tabir edilen bazı turunçgillerden daha da yüksek oranlarda vitamine sahip. Kısacası kivi tüketimimizin ne kadar sınırlı olduğunu düşününce ona haksızlık etmiyor değiliz. Üstelik vitamin zenginliğinin yanında bir de çok sayıda sağladığı faydalar mevcut. İşte kivinin bilinmeyen yönleri ve yararları:



Kivi bileşiminde kalsiyum, potasyum, magnezyum ve demir minerallerini barındırır. Vitamin ve mineral bakımında oldukça yüksek bir besleyici değere sahip olan kivi günde sadece bir adet tüketildiğinde o kişinin günlük A ve C vitamini ihtiyacını tek başına karşılayabilecek bir potansiyele sahip. Kivi tüm bunların yanında yine son derece olumlu etkilere sebep olan Beta Karoten, pektin ve flavonitleri de bileşiminde barındırıyor.

Kivi solunum yolları hastalıklarında oldukça etkili rol oynuyor. Özellikle çocuklarda rastlanan solunum sıkıntısı, akıntılar, öksürük nöbetleri gibi durumlarda kivi tedavi edici ve şikayetleri azaltıcı yönde etki gösteriyor. Solunum yolları faaliyetleri açısından son derece önemli ve düzenleyici bir görev üstlenen kivi çocukların bu açıdan gelişimlerinin düzgün gitmesi için de tüketilmesi gereken bir besin maddesi.



Yukarıda saymış olduğumuz solunum yolları hastalıklarına ait şikayetler çocuklarda hücrelerin zedelenmesine, zarar görmesine sebep olur. Kivi ise içerisinde bulundurduğu flavonitler sayesinde bu hücre zedelenmesini minimuma indirger. Yapılan araştırmalar da şikayetlerin azaldığını ve çocukların bu tip hastalıklardan en az zarar ile kurtulduğunu, bu durumda kivinin oldukça etkili bir meyve olduğunu göstermektedir.

Kivi bağışıklık sisteminizin güçlenmesi için de tercih edilebilecek bir meyve. Bağışıklığı güçlendirmek için gerekli olan vitaminler, mineraller bünyesinde yüksek oranlarda bulunmaktadır. Bu sayede özellikle kış aylarında tüketerek karşılaşabileceğiniz soğuk algınlığı, enfeksiyonlar ve grip gibi rahatsızlıklarda önleyici bir görev üstlenecektir.

Kivi bağışıklığı güçlendirmesi, vücuda güç vermesinin yanında kanseri de önlemeye katkı sağlıyor. Antimutajenik maddeleri barındıran kivi kanserli hücrelerin oluşmasına, çoğalmasına engel olması yönüyle tüketilmesi gereken bir meyve.



Kivinin sahip olduğu pektin de yadsınamayacak faydaları beraberinde getiriyor. Özellikle vücutta biriken toksinin atılmasında önemli bir rol oynayan pektin kolesterol açısından da önemli görevleri üstlenen bir madde. Kanda yüksek oranda bulunan kötü kolesterolün azaltılmasında oldukça etkili olan pektin diğer taraftan da vücut için gerekli ve faydalı olan iyi kolesterolü artıran bir etkiye sahip. Bu sebeple kolesterol hastalarının düzenli olarak kivi tüketmesi tavsiye edilir.

Başta bahsetmiş olduğumuz solunum hastalıklarına etkisi sadece çocukluk çağlarında değil, ilerleyen yaşlarda da bulunuyor. Özellikle astım ve kronik, ağır öksürük nöbetlerinde kivi tüketimine önem verebilirsiniz. Rahatlatıcı etkisini kısa zamanda fark edeceksiniz.

Damar sağlığı için de faydalı olan kivi özellikle vücutta bulunan kılcal damarların yapısını güçlendirerek daha sağlam olmalarını sağlar. Damarlara olan etkisinin yanında kanın niteliği açısından da etkilere sahip olan kivi tüketimi sayesinde kandaki yağ oranı daha az ve optimum düzeylere indirilir, kan basıncını düzenleyici etki gösterir.

Tüm bu olumlu etkileri ile birlikte kiviyi daha düzenli tüketmemiz gerektiği aşikar bir gerçek. Bu sayede daha sağlıklı bir bünyeye sahip olmanız mümkün.